Doğumunun 130. Yılında Atatürk ve Müzik
Eserin başlangıç sayfalarında yer alan ve Atatürk döneminde radyo programlarında alaturka musikinin yasaklandığı, sadece Batı müziğinin çalınabildiği, 1 sene 6 ay süren yasak bölümüne geldiğimde aklıma şu yaşanmış olay geldi: Radyoda Ravel’in Bolerosu çalıyor. Milletvekillerinden biri de dinliyormuş. Radyoevi’ne telefon açıp, “Plak takıldı galiba, dikkat etsenize” demiş. Eseri dinlemeyenler için söyleyeyim, eserin ritmik yapısı hiç değişmiyor ve tümü aynı temanın işlenmesinden oluşuyor. Yani eser nasıl başladıysa öyle bitiyor, kendini tekrarlıyor.
Bu şunu gösteriyor, görmemiştik, bilmiyorduk. Bugün sanatta biraz olsun yol almışsak Atamızın sayesinde.
Bu yasağın milletin ruhunu incittiğinin kulağına gitmesi üzerine Atatürk şunları söyler: “Ben demek istedim ki, bizim seve seve dinlediğimiz Türk bestelerini onlara da (yabancılara) dinletmek çaresi bulunsun. Onların tekniği onların ilmiyle, onların sazları, onların orkestraları ile… Çaresi her ne ise, örneğin Ruslar ne yapmışlarsa. Biz de Türk müziğini milletlerarası bir sanat haline getirelim. Türk’ün nağmelerini kaldırıp atalım da sadece Batı milletlerinin hazırdan müziğini alıp kendimize mal edelim, yalnız onları dinleyelim demedim.”
İSTİKLAL MARŞI’NIN ŞAŞIRTICI HİKAYESİ
Bir üstte değinilen konu ile birlikte; İstiklal Marşı‘nın şaşırtıcı hikayesi, altı ayda harf devrimi, bir haftada Harfler Marşı, 20 günde Özsoy Operası, Atatürk’ün sofrasında müziğin yeri, bir müzisyenimizin Atatürk’ün omzuna kemanını dayayarak keman çalması, yine Atatürk’ün Münir Nurettin’in plaklarını trenden dışarı fırlatması daha sonra da ona ateş etmesi, müzik ve nota kitapları, hepsi birbirinden ilginç okunmaya değer konular. Tabii ki işin içine Atatürk girdiğinde şaşırtıcı, beklenmedik, öğretici olgulara da hazır olunmalı.
Atatürk yurt gezilerinin birinde türkü söyleyen bir çobanı yanına getirtir, yanında da söylemesini ister. Çoban türküyü bitirdiğinde Atatürk “Bis, bis!” diye bağırır. Çoban anlamayınca açıklar, “Bis demek beğendik, tekrarla demektir.” Çoban türküyü tekrarlar, Atatürk de bunun üzerine bir elli liralık çıkarıp Çobana verir. Küçük çoban parayı kuşağının arasına koyup ellerini çırparak bağırır. “Bis, bis…” aktarmadan geçemedim.
Eserden: “-Atatürk hakkında- …İyi vals ettiğini sonraları gördüm. O akşam zeybek oynadı. Oyunu efevari ve kibardı. Bazı jestleri hiç yapmazdı. O bir alafranga değil, bir Batılı, bir alaturka değil, bir Türk idi.”
Kitap Adı : Doğumunun 130. Yılında
Atatürk ve Müzik
Yazar Adı : Süleyman Tarman
Yayım Tarihi : Ocak 2013-2. Basım-
Yayımlayan : Müzik Eğitimi Yayınları
ISBN : 978-605-61557-3-4
Sayfa Sayısı : 222
Yazıyı hazırlayan: Recai BAŞPINAR